Neden tekstil sektörü bu kadar önemli ve geniş bir etki alanına sahiptir hiç düşünmüş müydünüz? Bu sektör, doğal ve sentetik lifler kullanarak giysi, dekorasyon ürünleri ve daha birçok alanda üretim yapar. Türkiye'de ve dünya genelinde ekonomik bir güç merkezi olan tekstil, tarihi ve süreçleriyle sanayileşmenin temel taşlarından biridir. Gelin, bu karmaşık ve dinamik endüstrinin derinliklerine İş Sağlığı ve Güvenliği perspektifinden birlikte bakalım. İSGBYS Uzaktan Eğitim yazılımımız tekstil sektöründe bir çok firma tarafından kullanılmakta olup, işyerlerinde iş kazalarını azaltmaktadır. Temel İSG eğitimlerinin, İSG online eğitim şeklinde nasıl verilebileceği konusunda detaylı bilgi için İSGBYS Uzaktan Eğitim Sistemi Nasıl Çalışır? blog yazımızı inceleyebilirsiniz. İSGBYS Bakanlıktan yetkili bir İBYS ve İSG Uzaktan Eğitim yazılımıdır. Keyifli okumalar dileriz. İçindekiler Tekstil Sektörünün Tanımı ve Tarihçesi Dünyada Tekstil Sektörü ve İş Sağlığı ve Güvenliği Türkiye’de Tekstil Sektörü ve İş Sağlığı ve Güvenliği Tekstil Sektöründe Tehlike ve Risk Faktörleri Tekstil Sektörünün Tanımı ve Tarihçesi Tekstil kelimesi, Latince 'texere' kelimesinden türemiş olup dokuma veya örme anlamına gelir ve bu terim, tekstil sektöründe kullanılan lifleri, yarı mamulleri ve ürünleri de içerir. Tekstil endüstrisinin temel hammaddeleri arasında bitkisel, hayvansal ve sentetik lifler bulunmaktadır [1]. Tekstil endüstrisi, Türkiye'de ve dünya genelinde giysi, dekorasyon ürünleri ve çeşitli aksesuarların üretildiği, savunma sanayiini de kapsayan geniş bir uygulama alanına sahip bir sektördür. Türkiye'deki sanayileşme sürecinde kritik bir rol oynayan tekstil sektörü, ülkenin gelişimine ve kalkınmasına önemli katkılarda bulunmuştur ve bulunmaya devam etmektedir. Teknik gelişmelere rağmen, tekstil sektörü işgücü ve enerji yoğunluğunu korumakta ve bu özellikleriyle Türkiye için önemli bir istihdam kaynağı oluşturmaktadır. Tekstil sektörünün tarihi, insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir. İngiltere'de 19. yüzyıl, Japonya'da 20. yüzyıl ve 1950'lerde Tayvan ile Kore'de gelişmeye başlayan tekstil endüstrisi, Türkiye'de de köklü bir geçmişe sahiptir. Türk kültüründe, halı, kilim ve keçe yapımı gibi el sanatları, uzun yıllardır var olan önemli bir gelenektir. Bu sanatlar, yüzyıllar boyunca aile işletmeleri olarak sürdürülen tekstil üretiminin tarihini Orta Asya dönemlerine kadar götürmektedir, ancak endüstriyel üretime geçiş daha sonraları gerçekleşmiştir. Türk tekstil sektörünün tarihi, İstanbul-Defterdar "Feshane" (1839), Hereke/Kocaeli Yünlü Dokuma Fabrikaları (1845), İslimye Çuha Fabrikası (1842) ve Bakırköy Pamuklu Dokuma Fabrikası (1850) ile başlar ve Filibe Pamuk İpliği ve Dokuma Fabrikaları'nın (1865) kuruluşu ile sektör endüstriyel boyutlara ulaşmıştır [2]. Cumhuriyet'in kurulmasının ardından tekstil sanayiine verilen önem, Kamu İktisadi Teşebbüsü olan Sümerbank'ın kuruluşu ile pekiştirilmiştir. Sümerbank'ın kurulmasından sonra, Türkiye'deki tüm kamu tekstil fabrikaları bu kurum altında toplanmıştır. Bu yapılanma, Türk tekstil sanayiinin hızlı bir gelişim sürecine girmesine yardımcı olmuş ve Sümerbank, tekstil sektörü için bir eğitim yuvası olarak, her seviyede çalışanın yetişmesine ve teknik bilgi birikiminin artmasına katkıda bulunmuştur [3]. Dünyada Tekstil Sektörü ve İş Sağlığı ve Güvenliği Tekstil Sektörünün Dünya Ekonomisindeki Rolü ve Değeri Dünya tekstil ve hazır giyim endüstrisinin son kırk yılda Birleşmiş Milletler Sanayi Kalkınma Örgütü'nün (UNIDO) raporlarına göre 60 kat büyüdüğü belirtiliyor. Bu sektörün üretim gücünün, mevcut talebin iki katını aştığı öngörülmektedir. Dünya çapında ana tekstil pazarları arasında Çin, Hong Kong, ABD, Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa, Japonya ve İspanya yer almakta ve bu ülkeler global tekstil pazarlarının yüzde 54'ünü oluşturmakta olduğu saptanmıştır. Türkiye’de Tekstil Sektörü ve İş Sağlığı ve Güvenliği Türkiye, global tekstil ve hazır giyim pazarında %3,4 oranında bir ihracat payına sahiptir. 2014 yılına ait Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre, dünya genelinde tekstil sektöründe büyük ihracatçılar arasında Türkiye sekizinci sıradadır [4]. Türkiye'nin tekstil endüstrisinde, pamuk, elyaf ring ipliği ve open-end iplik üretimi sırasıyla yedinci, beşinci ve dördüncü sıralarda yer almaktadır [5]. 2014 yılında, tekstil ve hazır giyim sektörleri, Türkiye'nin toplam ihracatından %12'lik bir payla 18,7 milyar dolarlık bir ihracat hacmine ulaşarak, en çok ihracat yapan ikinci sektör olmuştur. 2015 yılında ise bu oran %10,3'e düşerek, toplamda 14,9 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirilmiştir [5]. 2016 yılı Ekonomi Bakanlığı istatistiklerine göre, Türkiye'nin tekstil ihracatında en büyük payı alan ülkeler sırasıyla %13 ile Rusya, %10 ile İtalya ve %6 ile Almanya'dır. Tekstil ve hazır giyim endüstrilerinin Türkiye'nin Gayrisafi Yurtiçi Hasılasına (GSYİH) katkısı %11, imalat sanayi içindeki payı ise %14'tür [4]. 2015 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu istatistiklerine göre, Türkiye'de tekstil sektöründe 17.050, hazır giyim sektöründe ise 33.265 olmak üzere toplamda yaklaşık 50.315 işletme aktif durumdadır. Bu işletmelerin %90'ından fazlası küçük ve orta büyüklükte işletmeler (KOBİ) kategorisindedir. Bu işletmeler, tekstil alanında 420.927 ve hazır giyim alanında 482.819 olmak üzere toplamda 903.746 kişiye istihdam sağlamaktadır. Bu veriler, tekstil ve hazır giyim sektörlerinin Türkiye ekonomisi için taşıdığı önemi göstermektedir. Küçük işletmelerin bolluğu ve fason üretim yöntemlerinin tercih edilmesi, sektörel uzmanlık alanlarında sınırların net çizilmesini zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, sektördeki gerçek istihdam sayısını net olarak belirlemek güç olup, bu sayının verilen istatistiklerden daha yüksek olduğu düşünülmektedir. 2015 yılında Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) verilerine göre, tekstil ve hammaddeleri ihracatı açısından Türkiye'deki iller arasında İstanbul, Bursa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adana, Kayseri, İzmir, Denizli, Tekirdağ ve Uşak öne çıkmaktadır. İplik endüstrisi özellikle İstanbul, Bursa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adana, Malatya ve Kayseri gibi illerde gelişmiş durumdadır. Türkiye'nin dokuma endüstrisinde en ileri gelen alan olan pamuklu dokuma tesisleri, başlıca İstanbul, Bursa, Denizli, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş, Antalya, Tarsus, İzmir, Aydın, Manisa, Kayseri ve Malatya illerinde yoğunlaşmıştır [6]. Yünlü dokuma çoğunlukla İstanbul, Bursa, İzmir, Uşak ve Kayseri'de bulunurken, ipek dokumacılığı esas olarak Gemlik, Bursa ve İstanbul'da merkezlenmiştir. Örme endüstrisi, özellikle İstanbul başta olmak üzere, İzmir, Bursa, Gaziantep, Ankara ve Adana gibi büyük şehirlerde faaliyet göstermektedir. Boya ve baskı sektörü ise İstanbul, Tekirdağ, Kırklareli, Bursa, Denizli, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adana illerinde geniş bir yayılım göstermektedir [2]. Tekstil Sektöründe Tehlike ve Risk Faktörleri Tekstil Sektörü Hammaddeleri Temelde, tekstil sektörünün ana hammaddesi liflerdir. Sözlükte lif, "Çeşitli maddelerden üretilen, çok ince ve uzun parça, hayvan, bitki, mineral gibi doğal kaynaklardan veya kimyasal yollarla elde edilen ince iplikçik" şeklinde tanımlanır [7]. Tekstil sektörü bağlamında, lif, belirli uzunluk ve incelikteki, esnek ve bükülebilir en küçük tekstil hammaddesi olarak ifade edilir. Tekstil endüstrisinde kullanılan lifler, hammaddelerine göre doğal ve kimyasal olmak üzere iki temel kategoriye, doğal lifler ise bitkisel ve hayvansal olarak iki alt kategoriye, kimyasal lifler ise hammadde kaynaklarına göre doğal veya sentetik olarak iki farklı gruba ayrılır. Tekstil Sektörü Prosesleri Tekstil sektörünün, elyafın işlenmesinden başlayarak iplik, dokuma, örme, dokumasız yüzeyler, ön terbiye, boya, baskı ve nihai işlemleri kapsayan süreçlerini göz önünde bulundurarak yapılan gruplamalar bu değerlendirmeleri içerir. Tekstil sektörünün temel alt süreçlerinin sayısı, bu rehberin kapsamında sayılamayacak kadar fazladır; ancak tekstil sektörü süreçleri, bu rehberin kullanıcılarına yönlendirme yapma amacıyla aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir. Unutulmamalıdır ki, her işletmenin üretim teknikleri ve koşulları farklı olduğundan, bu rehberde sunulanlar örnek teşkil etmektedir. Tekstil Sektörü Önemli İSG Unsurları Tıpkı diğer sektörlerde olduğu gibi, tekstil sektörü de kendine has sağlık ve güvenlik riskleri barındırmaktadır. İplik üretimi ve yüzey oluşturma işlemleri olan dokuma ve örme süreçlerinde gürültü ile karşılaşılması, bu süreçlerde kullanılan pamuk, keten, jüt gibi doğal ve sentetik elyafların işlenmesi sırasında organik ve inorganik tozların oluşturduğu İSG riskleri diğer sektörlerden daha yaygındır. Tekstil sektöründe yaygın olarak üç vardiya sistemi uygulanmaktadır. Bu çalışma düzeni uyku düzensizlikleri, sinirlilik, iletişim problemleri, dikkat dağınıklığı, iş kazalarına meyilli olma, bağışıklık sisteminin zayıflaması ile enfeksiyon riskinin artması, kas krampları ve ağrılar, yüksek tansiyon, ritim bozuklukları gibi çeşitli sağlık risklerini beraberinde getirmektedir [8]. Boyahane ve terbiye işlemleri sırasında kimyasal maddelerden kaynaklanan tehlikelerle karşı karşıya kalınmaktadır. Bu süreçlerde çalışanların solunum, deri, sindirim ve göz yollarıyla teması sonucunda atopik dermatit, alerjik solunum yolu hastalıkları, alerjik konjunktivit, mesane kanseri gibi çeşitli hastalıklar meydana gelmektedir [9]. Tekstil hammaddelerinin çoğu kolayca yanabilir özellikte olduğundan, tekstil sektöründe yangın riski oldukça yüksektir. Tekstil üretim süreçlerinde, özellikle pamuk işleme sırasında yüksek nem ve sıcaklık gereklidir. Bu yüksek nem ve sıcaklık koşulları, çalışanların sağlığını olumsuz etkileyerek, sıcak çarpması, kardiyovasküler problemler ve kas-iskelet sistemi hastalıkları gibi riskler oluşturabilir. Bu termal konfor şartları, çalışma ortamında ciddi iş sağlığı ve güvenlik tehditleri yaratmaktadır. Yangın Tehlikeleri Tekstil sektöründe, A sınıfı yangın riskine sahip malzemeler (odun, kömür, kâğıt, plastik gibi) yaygın olarak kullanılmakta ve depolanmaktadır. Bu malzemeler arasında tekstil elyafları, iplikler, kumaşlar ve atıklar gibi yanıcı katı maddeler bulunur. Ayrıca, terbiye işlemlerinde kullanılan kimyasallar ve ısı santrallerinde kullanılan yakıtlar da yangın riskini artırır. Yangın kaynakları arasında elektrik tesisatı, ısıtıcılar ve bakım-onarım işleri gibi faaliyetler bulunur. Yangın sonucu ciddi yaralanmalar, zehirlenmeler ve boğulmalar meydana gelebilir. Fiziksel Etmenler • Gürültü: Tekstil sektöründe, özellikle iplik üretimi ve dokuma işlemleri sırasında çalışanlar yüksek gürültü seviyelerine maruz kalır. Bu durum geçici veya kalıcı işitme kayıpları, psikolojik rahatsızlıklar ve fiziksel sağlık sorunlarına neden olabilir. Gürültü kontrolü için iş ekipmanı seçimi, işyeri tasarımı ve gürültü izolasyonu gibi önlemler alınmalıdır. • Aydınlatma: Büyük üretim alanlarının genel ve özel aydınlatması yetersiz olabilmekte, bu da kazalara yol açabilmektedir. Aydınlatma düzeylerinin iyileştirilmesi gerekmektedir. • Termal Konfor: Tekstil işlemleri sırasında yüksek nem ve sıcaklık koşulları gereklidir. Bu şartlar çalışanların sağlığını olumsuz etkileyebilir, sıcak çarpması ve çeşitli rahatsızlıklar meydana gelebilir. • Tozlar: Tekstil sektöründe tozlar, iş sağlığı ve güvenliği açısından önemli bir risk faktörüdür. Toz emme sistemleri ve kapalı sistem kullanımı ile tozla mücadelede ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, tozların neden olduğu sağlık sorunları devam etmektedir. Tekstil sektöründe tozla mücadele için, tozun kaynağının belirlenmesi, miktarının ve niteliğinin değerlendirilmesi, kapalı sistemlerin tasarımı, emiş ve havalandırma tekniklerinin uygulanması gerekmektedir. Tozsuzlaştırma programları geliştirilerek, düzenli temizlik, kontrol ve denetim sağlanmalıdır Psikososyal ve Ergonomik Risk Etmenleri Psikososyal Risk Etmenleri: Yüksek çalışma temposu, sık değişen iş temposu veya monoton hareketler, hızlı değişen taleplere yanıt olarak gece vardiyalarına geçişler, aşırı ve uzun süreli çalışmalar çalışanlarda stres oluşturur ve bu durumlar zamanla psikolojik sorunlar, uyku problemleri, irritablilik, iletişim güçlükleri, davranışsal bozukluklar, personel ve yönetim arasındaki ilişkilerde sorunlar, dikkat dağınıklığı, iş kazalarına meyil, bağışıklık sistemi zayıflığı ile ilişkili enfeksiyonlarda artış, kas krampları ve ağrılar, hipertansiyon, ritim bozuklukları gibi problemlere neden olur [10]. Ergonomik Risk Etmenleri: Tekstil sektöründe, özellikle dokuma ve iplik üretim süreçlerinde tekrarlanan hareketler, iplik ve terbiye işlemleri sırasında manuel taşıma işlemleri, terbiye, kalite kontrol ve iplik işlemleri sırasında uzun süreli ayakta ya da uygun olmayan pozisyonlarda oturma gibi ergonomik sorunlar yaşanmaktadır. Bu durumlar, karpal tünel sendromu, lomber strain, diskopati, kas yırtıkları, kronik kas hastalıkları, tendinit, tenosinovit, uzun süre ayakta kalmaya bağlı varis gibi kas-iskelet sistemi hastalıklarına yol açar [10]. Kimyasal Risk Etmenleri Tekstil endüstrisinde kullanılan çeşitli kimyasallar, çalışanlar için ciddi sağlık riskleri taşımaktadır. Bu kimyasalların tamamını detaylandırmak mümkün olmadığından, belirli gruplar ve kategoriler altında incelenmektedir. Boyalar, iplik ve kumaşlara renk vermek için kullanılan kimyasal maddelerdir. Dünya genelinde ve Türkiye'de, pamuklu kumaşlar için reaktif boyalar, polyester için dispers boyalar ve yün için asit boyalar yaygın olarak tercih edilmektedir. Boyalar, çeşitli kimyasal özelliklere sahiptir ve tekstil sektöründe genellikle toz ve sıvı formda bulunurlar. Boya hazırlama ve boyahane işlemleri sırasında, diğer üretim süreçlerine göre daha yoğun kimyasal tehlikeler ve riskler mevcuttur. Çalışanlar, boyalarla yapılan ölçüm, tartım, karışım hazırlama, boyama, yıkama ve kurutma işlemleri sırasında maruz kalmaktadır; bu maruziyetler sonucunda atopik dermatit, alerjik solunum yolu hastalıkları, alerjik konjunktivit gibi sağlık sorunları görülebilmektedir [11]. Tekstil boyar maddelerinin, özellikle deri ve akciğerlere zararları büyüktür. Solunum yolu hastalıkları, organik toz toksik sendromu, mesleksel astım ve kronik endüstriyel bronşit gibi durumlar tekstil sektöründe sık rastlanan sağlık problemlerindendir [11]. Boya hazırlama ve kullanım işlemleri, özellikle astım riski taşıyan işlerdir. İşyeri atmosferindeki yabancı partiküllerin solunması, mevcut hastalıkları kötüleştirebilir veya yeni solunum yolu hastalıklarına neden olabilir. Boyar maddelerin içindeki bakır, krom, nikel, kobalt, çinko gibi ağır metal iyonları, insan sağlığına zararlıdır ve tekstil materyalleri, yıkama suları ve yardımcı maddeler aracılığıyla deri yoluyla vücuda girebilir [12]. Kullanılan toz halindeki boyar maddeler, karıştırma ve tartım işlemleri sırasında havaya karışır ve bu tozlar, uygun teknik ve yönetimsel yöntemlerle, havalandırma sistemleri kullanılarak çalışanların korunması gerekir [12]. Asitler, bazlar ve tuzlar, tekstil sektöründe kullanılan başlıca kimyasallardır ve genellikle tehlikeli kimyasallar kategorisindedir. Yardımcı Kimyasallar (ıslatıcılar, köpük kesiciler, yıkama maddeleri, dispergatörler, vb.): Tekstil endüstrisinde, terbiye süreçlerinde kullanılan yardımcı kimyasallar, ıslatmayı kolaylaştırıcı, sıvıların homojen dağılımını sağlayıcı, kumaş yüzeylerindeki kirleri ve yabancı maddeleri temizleyici, boyar maddelerin çözünmesine yardımcı olucu, ani nüfuzunu engelleyici ve tekstil malzemelerine yumuşaklık ile kayganlık kazandırıcı fiziksel ve kimyasal etkiler yaratmak amacıyla kullanılır [13]. Yıkama ve temizleme maddeleri; alkil sülfatlar ve alkil sulfonatlar, Islama maddeleri; alkil etoksile ürünler, yağ alkolü etoksilatlar, alkil fosfatlar, yağ alkolü sülfatlar, Yağ çözücüler; çözücüler veya karışımlar, Stabilizatörler; fosfonatlar, karboksilatlar, akrilatlar, Dispergatörler; aromatik sülfonatlar, akrilatlar gibi kimyasallar kullanılmaktadır. Tekstil sektöründe çalışanlar, özellikle terbiye süreçlerinin her aşamasında bu kimyasalların etkilerine sık sık maruz kalmaktadır. Belirtildiği üzere, bu kimyasalların solunum, sindirim ve deri yoluyla vücuda alınması sonucunda, atopik dermatit, alerjik astım, alerjik konjunktivit gibi sağlık problemleri, sıcak çalışma ortamlarında sıcak çarpması, yüksek tansiyon, ritim bozuklukları gibi sağlık sorunları ortaya çıkabilmektedir. [1] T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Giyim Üretim Teknolojisi Tekstil Lifleri -2011. [2] Küçükerman Ö. Türk Giyim Sanayiindeki Ünlü Fabrika 'Feshane' 1988. [3] Yerel Yönetimler Dergisi. [4] TC EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü Tekstil ve Konfeksiyon Ürünleri Daire Başkanlığı Hazır Giyim Sektör Raporu-2016. [5] Sanayi Genel Müdürlüğü Tekstil, Hazır Giyim, Deri ve Deri Ürünleri Sektörleri, Mart 2016. [6] İller bazında sektörel veriler. [7] TDK Sözlüğü -2011 [8] Kutlutürk F.Doç.Dr.Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları BD Gaziosmanpaşa Üniv. Tıp Fak- 2016. [9] Parmeggiani L, ed. Encyclopedia of occupational health and safety. 3. Baskı. Cilt 2. International Labour Office, Geneva 1983, s. 2167-2169. [10] Risk Değerlendirmesi, İSG Performans İzleme ve Sağlık Tehlikeleri-Metal Sektörü 2014- ÇSGB. [11] A. S. F., Monteiro, R. T. R., (2005). Plant bioassay to assess toxicity of textile, Araujo [12] İller bazında sektörel veriler. [13] TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Tekstil Üretimi ve Yrdımcı Kimyasallar Müjgan İlter Mayıs 2015, İzmir